6 Eylül 2016 Salı

Pink Floyd - Learning to Fly Çevirisi

uzağa, hiç geri dönüşü olmayan noktaya
siyah bir şerit gerilmiş.
bir uçuş neşesi rüzgârlı bir alanda
sersemlemiş duyularımla başbaşa.
ölümcül bir cazibe beni hızlandırıyor
bu karşı konulmaz kavrayıştan nasıl kaçabilirim?
gözlerimi devinen gökyüzünden alamıyorum
dil lâl olmuş, burulmuş yeryüzüne ait bir uyumsuzlukla


buz biçimlendiriyor kanatlarımın uçlarını,
önemsiz uyarılar, düşündüm
düşündüm her şey hakkında
evimi buldurmuyor hiç bir yol gösterici.


yüklerinden arınmış, aç ve taşa dönüşmüş
gergin bir ruh uçmayı öğrenmekte
koşullanma gerçekçi fakat denemeye kararlı
gözlerimi devinen gökyüzünden alamıyorum
dil lâl olmuş, burulmuş yeryüzüne ait bir uyumsuzlukla.

sakince frenle,
yavaş ol. biraz tekerlekler üzerinde gidecek.
sadece gücü yavaşça kontrol et,
güç
gezegenin üstünde, bir kanatta ve iyi temennide
benim kirli halem, temiz havada bir buhar izi
bulutları kesiyor, uçan gölgemi görüyorum
sulanan gözlerimin ucunun ötesinde
gün ışığı tarafından tehdit edilmeyen bir rüya
bu ruh tam gecenin tepesine patlayabilir
bununla karşılaştırılabilecek bir his yok
hareket askıda, bir kutluluk ânı
zihnimi devinen gökyüzünden alamıyorum
dil lâl olmuş, burulmuş yeryüzüne ait bir uyumsuzlukla.

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Salınıp Durur Bir Acemi

Henri Michaux
I.
seninle koca koca çocuklara
uçurtmalar dağıtırız
dağıtmışızdır da bir kırın alaca rüyası
görünür bölünmüş gecelerimize.

II.
yolları sarsacak mıdır yeniden
bir kedi mırıltısı bir sıcak bunaltısı
ben sana hangi sokaklardan geçip geleyim.

III.
çokça lakırdı
her yanında duyulan
ne karasın sen ayların içinde
bulutların dağılmaz mı?
sen bana hangi sokaklardan geçip gel.

IV.
şimdi yaşını başını almış bir simsar
yaşıyor bir denizin berisinde
satmaktan sert kayalara ruhunu
bir kitap yazdırıvermiş diyorlar
yaşamının olmazlarından.

seni tanıyordum
seni unuttum.

V.
her şey dönüp dolaşıp asıl sana geliyor
zamanı ellerimde tutuyorum
            −ılık yoğun
kokun beni ziyaret ediyor
buyur ediyorum
gülüşünü unutmuyorum
“hayhay” diyorum
masaya kitaplar saçılmış
bugün sigara içmiyorum
her şey dönüp dolaşıp sana geliyor.

VI.
gündüzün hayalleri
gecenin rüyaları var
uykusuzluk var
çocuklar, ağaçlar, rüzgarlar, kitaplar
var -da var

VII.
şiirler yazıyorum, aklımda
şiirler okuyorum, aklımda
yataklara gidiyorum, aklımda
çay demliyorum, hep aklımda
aklım ne büyükmüş diyorum
kalkıp bir rüyaya dalıyorum.

IX.
bir tütün dağınıklığının hayaleti
sehpanın üzerinde dolanıyor
gecenin büyüsünde bir adım sesleri
kanepem bir kişiliğe kavuşuyor
bazı hayaller nereye doğru büyümez mi?

X.
işte duyduğumuz hep o ağrı
yılların yaşamın yanı sıra
denir −denmeli
alıp veremediği olmamıştır
dünyanın ortasında salınıp durur bir acemi
kimsenin kimseyle sonuna dek

sadece yaşamak istemiştir.


25 Ağustos 2016

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Leonard Cohen - Nevermind Çevirisi

"Takma Kafana"


Savaş kaybedildi
Antlaşma imzalandı
Ben yakalanmadım
Çizgiyi aştım

Ben yakalanmadım
Ama çok denedim
İyice gizlenerek
Aranızda yaşıyorum.

Gitmem gerekiyordu
Hayatımı ardımda bırakarak
Asla bulamayacağınız
Bazı mezarlar kazdım

Hikaye anlatıldı
Gerçekler ve yalanlarla
Bir adım vardı
Ama takma kafana

Takma kafana
Takma kafana
Savaş kaybedildi
Antlaşma imzalandı

Yaşayan bir gerçek var
Ve ölen bir gerçek
Bilmiyorum hangisi olduğunu
Yani takma kafana

Zaferiniz
Pek tamdı
Aranızdan bazılarının
Elde etmeyi düşündüğü.

Bu bir kaydıdır
Bizim küçük hayatlarımızın
Giydiğimiz elbiseler
Kaşıklarımız, bıçaklarımız

Şans oyunları
Askerlerimizin oynadıkları
Kestiğimiz taşlar
Yaptığımız şarkılar

Bizin barış hukukumuz
Ki anlaşılır
Bir koca yol gösterir
Bir eş komuta eder

Ve tüm bu
İfadeleri
Tatlı ilgisizliğin
Bazıları aşk diye adlandırır

Yüksek ilgisizlik
Bazıları kader diye adlandırır
Fakat isimlere sahiptik
Daha samimi

Çok derin ve
çok doğru isimler
Onlar benim için kan
Onlar sizin için tozdular

İhtiyaç yok
Bu hayatta kalışa
Yaşayan bir gerçek
Ve ölen bir gerçek var

Takma kafana
Takma kafana
Hayatımı yaşıyorum
Ardımda bırakıyorum

Yaşayan bir gerçek var

Öldüremezdim
Sizin öldürdüğünüz gibi
Nefret edemezdim
Denedim, başarısız oldum

Bana döndünüz
En azından denediniz
Sizi hor görenlerden
Yana oldunuz

Bu kalbinizdi
Bu sinek sürüsü
Bu bir zamanlar ağzınızdı
Bu yalan kasesi

Onlara iyi hizmet ettiniz
Hiç şaşırmadım
Onların akrabasısınız
Onların türünden

Takma kafana
Takma kafana
Hikaye anlatıldı
Gerçekler ve yalanlarla
Dünyaya sahipsiniz
Yani takmayın kafanıza

Takma kafana
Takma kafana
Hayatı yaşıyorum
Ardımda bırakıyorum

Tamamen yaşıyorum
Genişçe yaşıyorum
Bölemeyeceğiniz
Zaman katmanları üzerinde

Kadınım burada
Çocuklarım da
Onların mezarları güvende
Sizin gibi hayaletlerden

Derin yerlerde
Köklerin dolaştığı
Geride bıraktığım hayatı yaşıyorum

2 Mayıs 2016 Pazartesi

ş.’nin Aşk Şiiri

tuttum sevdiklerimi
dedim buyrun oturun karşıma
getir dostum bir kadeh daha
sarıldım sıkıca
seni seviyorum dedim
eğilip tek tek kulaklarına.

ah dostum
hep geçmişim aşina yollardan
kollamış durmuşum zavallı benliğimi
ah diyorum
zavallı benliğim
ne çürük şeysin.

mendilci çocuklara güzel hayaller anlatıyorum
bir görsen beni
ne kadar neşeliyim
ne kadar hayat doluyum
nabzım gözlerimde atıyor
            −kedileri okşuyorum
köpeklere marketlerden mama çalıp
            −avucumda veriyorum.

çiçekler aldım ne güzel
çorbalar yaptım
dolaba kaldırdım
gelenlere veririm diye.
başka bir insan oluyorum
bir görsen
öylece akıp giden
şu acımasız ve soğuk zamanı
metanetle sırtlıyorum.

biliyorum, diyorum
yarım yamalaktım
ve hep yarım yamalak olacağım
ama ne güzelmiş
            −diyorum
bildiğim yörüngeleri
titreyerek terk etmek.

titreyen bedenim
yaşamayı hissediyor
belki sonsuz konforlu
alışkanlıklarla örülü
vasat ömründen beri
ilk defa.

bakın diyorum
çocuklar kediler köpekler
dostlarım
sizi kırmışımdır şımarık
tavırlarımla
affedin beni
ya da mahkum edin
ama bilin sevdim sizi
dünyanın ortasında
bir ağacın gölgesine sığınarak
yalancı korunaklara
gizledim kendimi.

alın diyorum her bir parçam
bunlar ve şunlardır
alın sizin olayım
ben zaten en çok kendimden sıkılırım
bunlar, diyorum
parmaklarım
bunlar ellerim ayaklarım
bunlar saçlarımdır
bunlarsa acılarım
ağır geliyorsa koyun bir kenara
bakın sıradaki hayallerim
kırılanları ayıklayın,
paylaştıklarımız bize kalsın.


03 Mayıs 2016

13 Şubat 2016 Cumartesi

Yol Üzerine Deme

yol,
daima aştığımız yoldur.
-tozu yine de sinmiştir, taşırız
paçalarımızda, yaralarımızda
umutsuzluğumuzda.

yol,
daima yürümekte olduğumuzdur
-adımımız bir adım geriden gelir
arka ayak ön ayak sarkık kollar
güneşten yanmış yüz
yine de sürükleriz kendimizi.

yol çünkü,
daima kendisini dayatmaktadır
itekler, acıtır, bazen
güldürür bazen -ve çoğu zaman
ne olduğunu bile anlayamadan yürümüşüzdür.

yol zira daima aşılacak yoldur
yolcu asla yolu seçemez
yoldur yolcusunu seçen
yolcuyu yolcu yapar yol.

ve yol
-ki yoldan başka bir şey yoktur-
vardır
yıldızlı yazlar, yağmurlu
karlı kışlar boyunca uzanır
ömürleri kat eder,
onları ömür haline getirir
-ya da bitirir.

ama yol

tükenmez.

14.02.2016/Saat 05:50