23 Mart 2012 Cuma

Hilmi Bey’in Acaip Cuma Gecesi

duman yavaşça yayılıyor

kanımızın son damlası bu

ölerek savaşıyoruz, yaşamla

-bütün bisikletleri maviye boyadık.



lastikleri dikkatle değiştiriyoruz,

ellerimiz kirli ve yara-bere

içinde küçük gezegenlerin geçtiği bir mavi küre.



keşke deniz akıyor olsa

kırmızı ışıklar yansıyor

dümdüz uzun bir ışık demeti.

13 Mart 2012 Salı

Azınlık-Makinesi ve Azınlık-Oluş

[Yazı aynen Anafor Dergi'nin 1 Nisan 2012 tarihli 1. sayısında yayınlanmıştır.]

Doğu'dan Batı'ya doğru ve Kuzey'den Güney'e doğru çizilen sınırlar, az çok bütün şehirlerde, mikro düzeylerde yinelenir. Doğu'ya doğru gittikçe yükselen ve dağları zenginleşen Anadolu coğrafyası gibi, Batı'nın Kürt mahalleleri de aynı jeolojik katmanlaşmayı sergiler. O mahalleler de, dört bir yanından, iç-şehirden esnek çizgilerle ayrılır; tekinsizleştirilir, adlileştirilir ve nerede ise bir karantina bölgesi haline getirilir. İnsanlar yertyurt edindikleri topraklardan yersizyurtsuzlaştırılır, göçebeleştirilir, bir kamyon kasasının, sidik kokan uzun yol otobüslerinin akışları içerisinde sürüklenir. Böylece, Mardin'den, Diyarbakır'dan, Hakkari'den, oraların kasabalarından, köylerinden İzmir'e, İstanbul'a, Manisa'ya doğru karanlık tüneller oluşur; tünellerin birleşim noktalarında karadelikler. Kimliklerin, seslerin, sürçmelerin, yanık tenlerin, nasırlı ellerin karıştığı/kaybolduğu derin boşluklar: Dışarısı. Ama içeride bir üretilen bir dışarısı. Kimi zaman bir duvarın -Mevlana mahallesi ile, Ege Üniversitesi'ni ayıran duvar gibi-, kimi zaman bitmek bilmez yokuşların, kimlik kontrol noktalarının sınırını belirlediği "dışarı"lar.

Tabii bu karadelikler, tüneller, dışarılar sadece azınlık olarak üstkodlananı ilgilendiriyor değildir. Majöriter olarak üstkodlanan, yaratılan, şekil verilenleri de baskı altına alır. Bu azınlık makinesi, yersizyurtsuzlaştıran bir makine ise de, aynı zamanda, bir dışarısı yaratıp, sürgünlerini yeniden-yerliyurtlulaştırır ve dışarıyı adlileştirmesi ile majör kimlik olarak üstkodlananları da, polise, suç ortaklığına, ihbarcılığa ayartır ve bu şekilde içerisini de baskı altına alır. Artık buradan itibaren, her türlü polisiye önlem, katliam, ölüm, savaş vs.. meşrulaştırılır ve içeridekileri de tehdit eder hale gelir. Patlayan bombalardan çok, potansiyel bir tehdit olarak her yerde hazır ve nazır bulunan, patlamayan bombalar; savaşta o gün ölüp düşenler değil de, yarın veya bir başka gün, ertelenip duran ve asla öngörülemeyen bir kıyamet gibi ulu ve tanrısal bir sesin sürekli fısıldadığı ölüp düşecek olanlar yoluyla bütün bir coğrafya hem terörize, hem de polisiye edilir-ikisi özsel olarak aynı da olsa, terörize etme süreci korku ile, polisiye etme süreci kimlik kontrolleri, ne zaman geleceği belli olmayan baskınlar yolu gerçekleşir ve azınlık-üretimi içerisinde görece farklı olan bu iki süreç, azınlık makinesinin işleyişinde bütünleşir ve birbirini tamamlar.