20 Şubat 2018 Salı

Sabah, İmparatorluğu Düşünürken

Raymond Carver
Çeviren: Oğuz ş.

Dudaklarımızı fincanların mineli kenarlarına bastırıyoruz 
ve biliyoruz kahvenin üzerinde yüzen bu yağın 
bir gün kalplerimizi durduracağını. Gözler ile parmaklar 
düşüyor gümüş olmayan gümüş takımının üzerine. Pencerenin dışında, 
dalgalar dövüyor eski şehrin ufalanmış duvarlarını. 
Ellerin kalkıyor kaba masa örtüsünden 
sanki bir kehanette bulunacak gibi. Dudakların titriyor... 
Lanet olsun gelecek demek istiyorum. 
Geleceğimiz öğleden sonranın derinlerine uzanıyor. 
Bir araba ve sürücüyle dar bir sokak bu, 
bize bakan ve tereddüt eden sürücü
sonra kafasını sallıyor. O esnada, 
güzel bir Leghorn yumurtası kırıyorum soğukkanlılıkla. 
Gözlerin buğulanıyor. Bana sırtını dönüyor, 
deniz kıyısındaki damlara bakıyorsun. 
Sinekler bile kıpırdamıyor. 
Diğer yumurtayı da kırıyorum. 
Birbirimizi azalttığımız kesin.