16 Temmuz 2018 Pazartesi

Led Zeppelin - Yağmur Şarkısı (The Rain Song)

Çeviren: oğuz ş.
                                           D.'ye...

Bu sevgimin baharı,
Bilmem gereken ikinci mevsim
Sen içimde büyüyen gün ışığısın
Öyle hafif bir ılıklık hissedegeldiğim,
Bana harlayaşı hissettirmen zor değil,
Yavaşça büyüyen ateşi seyrettim.

Bu gülüşlerimin yazı,
Kendimden, kederin savunucularından kaçış,
Bana yalnızca gözlerinle seslen
Sana verdiğim bu tonu
tanımak o kadar da zor değil.
Tüm bunlar zaman geçtikçe herkes için açık olur.

Kışımın soğukluğunu duyumsadım,
Hiç gideceğini düşünmemiştim,
Üzerimize saldıran kederle lanetlenmiştim,
Ancak biliyorum
seni ne kadar çok sevdiğimi...

Bunlar duyguların mevsimleridir
ve tıpkı yel gibi yükselir ve düşerler
Bu aşkın ihtişamıdır,
Tutmamız gereken meşaleyi görüyorum.

Bu bölüşmenin gizemidir,
Düşmeli hepimizin hesabına
küçük bir parça dingin yağmur.

6 Mayıs 2018 Pazar

Oi Va Voi - Yüzünü Her Gördüğümde (Every Time)

Çeviren: Oğuz ş.
                                       D.'ye.. 


Yüzünü her gördüğümde,
önümde uzananın ve beni bekleyenin
aşk olduğunu biliyorum.
Sana her baktığımda,
gözlerin de bana
aynı şeyi söylüyor.
Yukarıya her baktığımda,
bir şeyin beni beklediğini
görüyor, öğreniyor ve biliyorum.

Gözündeki her gözyaşı,
zihnimdeki bir damladır.
Bildiğim gibi, aşksın sen.
Biliyorum aşksın sen.

Ne zaman uzaklara gitsen,
soğuk ve kimsesiz bir boşluğun 
yanına uzanıyorum.
Ne zaman bir sayfa çevirsem
ellerin yüzünden aşağı düşmeye başlıyor.
Yukarıya her baktığımda,
bir şeyin beni beklediğini
görüyor, öğreniyor ve biliyorum.

Gözündeki her gözyaşı,
zihnimdeki bir damladır.
Bildiğim gibi, aşksın sen.
Biliyorum aşksın sen.




20 Şubat 2018 Salı

Sabah, İmparatorluğu Düşünürken

Raymond Carver
Çeviren: Oğuz ş.

Dudaklarımızı fincanların mineli kenarlarına bastırıyoruz 
ve biliyoruz kahvenin üzerinde yüzen bu yağın 
bir gün kalplerimizi durduracağını. Gözler ile parmaklar 
düşüyor gümüş olmayan gümüş takımının üzerine. Pencerenin dışında, 
dalgalar dövüyor eski şehrin ufalanmış duvarlarını. 
Ellerin kalkıyor kaba masa örtüsünden 
sanki bir kehanette bulunacak gibi. Dudakların titriyor... 
Lanet olsun gelecek demek istiyorum. 
Geleceğimiz öğleden sonranın derinlerine uzanıyor. 
Bir araba ve sürücüyle dar bir sokak bu, 
bize bakan ve tereddüt eden sürücü
sonra kafasını sallıyor. O esnada, 
güzel bir Leghorn yumurtası kırıyorum soğukkanlılıkla. 
Gözlerin buğulanıyor. Bana sırtını dönüyor, 
deniz kıyısındaki damlara bakıyorsun. 
Sinekler bile kıpırdamıyor. 
Diğer yumurtayı da kırıyorum. 
Birbirimizi azalttığımız kesin.