21 Temmuz 2011 Perşembe

Şeyler ve Karşı-Şeyler

"Ağlama Letiza, ağlama. Hiç bir şey değil. Ölmek hiç bir şey değil..."


 

[EX]

bir bağ daha kopar,

bazıları zayıftır

p

a

r

ı

l

dar; geçip giden tüm günlerin

kıstırılmışlığı-

önce camları açacaklar

sonra karşıdan karşıya geçen

yollarda pus(u)lar-sehpalar-ipler

b

e

d

en-ler

onlar: biliyorlardı, içi boş kabukların

daha zararsız olduğunu.

[NİHİLO]

bilmez misiniz, biri ipi tutmalı

oğlan çocukları-kız çocukları

hemen

şimdinin gar

ip yalnız ve üzgün

insanları

g

ün hep böyle doğar.

[NİHİL]

şafaktan beridir(hangisiydi unuttuğum?, bir yıl öncesinin-bir on yıl öncesinin mi?, ben en son neyi hatırladığımı bile söyleyemem-söylesem)

umudu sırtladılar

(yolları öyle şeylere bağlıydı ki-yorgun ayaklarının altından evrenin ruhu görülebilirdi)

yalnızlık ve karanlık-bir muhafız(sesi çok uzakta, ürkek ve telaşlı)-

h

a

n

g

i

kayıp gecenin hükmü bilinen-gerçek-boynun giderek uzuyor-o şey-

küçük insanlar yapıyoruz birlikte/acımızı paylaşacak kimse de yok/

matem elbiseli hamam böcekleri/kimse/onlar kadar ağlayamazdı

ben en son kaybolup gittiğimde çok küçüktüm,

sonra seni getirdim hemen ardımdan

ikimizi de çok küçük salıncaklarda

sallandırdılar. hamam böcekleri kadar uzun yaşayanını görmemiştik

hiç bir anne o kadar sormamalı. hiç bir çocuk o kadar öksüz. hiç bir böcek o kadar kara.

hangisiydi unuttuğumuz-en son kaybolduğumuzda?

[EST]

06 Mayıs 11


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder